HABERLER
YEREL HABERLER
EKONOMİ
SÖYLEŞİ
SPOR
SANAT-KÜLTÜR
BİLİM - TEKNİK
YAŞAM-MAGAZİN
BIRAK BUDAMA
MEDYA
 
Anasayfa 26 Haziran 2025, Perşembe
 

GİRİT GÖÇMEN'lerinin Tercih ettiği semt.!

Yazının başlığı kanser araştırması il ilgili Bir Türk bilim insanının sözleri ama yazıyı Gazeteci ÖZKÖK kendi uslûbu ile yazmış herkesin bu ilginç yazıyı okuması için ben bu başlığı ÖZEL biri için attım mesajı alır o kişi :))

  • Önceki gece işte 85 yıllık bu antioksidan efsanesi ile ilgili şok edici bir gerçeği öğreniyoruz.
    Üstelik bunu söyleyen, çok ünlü bir bilim insanı.
    Genetik konusunda çalışıyor.
    26 Nobel kazanmış bir üniversitenin gen araştırmaları bölümünün başında.
    Şokun ne olduğunu iyi anlatabilmem için önceki gecenin başına dönmem lazım.

Özkök kanser hastaları için yazdı: 85 yıllık yaban mersini efsanesini yıkan cümle - Resim : 1

  • KOÇ ÖDÜLLERİNDE BİR YILDA İKİNCİ BİLKENT BAŞARISI
  • Bu yıl Vehbi Koç ödülü Doç. Dr. Kıvanç Birsoy’a verildi.
    Böylece Koç Üniversitesi Rahmi Koç bilim ödülünden sonra Koç ödülü de Bilkent mezunu bir bilim insanına gitti.
    İzmirli bir hemşerim Doç. Kıvanç Birsoy’a…
    Ödülün gerekçesi şu cümleyle açıklandı:
    “Amaçları kanser gelişiminde rol oynayan ve tedaviyi hedef olabilecek metabolizma yollarını ortaya çıkarmak.”
    Bize bugüne kadar çok az bilim insanından dinleyebildiğimiz basit bir anlatımla açıklıyor amaçlarını.

Özkök kanser hastaları için yazdı: 85 yıllık yaban mersini efsanesini yıkan cümle - Resim : 2

  • MİCHAELANGELO MERMERİN İÇİNDEKİ IŞIĞI GÖRMÜŞTÜ BİZ DE GEN’İN İÇİNDEKİNİ
  • Önce Michelangelo’dan bir alıntı yapıyor:
    “Ben mermerin içindeki ışığı görüyorum” diyormuş.
    “Biz de genlerdeki ışığı görmeye çalışıyoruz” diyor ve devam ediyor:
    “Amacımız, besinlerin metabolizmaya etkisini görebilmek.” diyor.
  • NORMAL BİR İNSAN YILDA BİR TON YAKIT YAKIYOR
  • Bir insanın kanında normal bir günde 5 bine yakın ayrı gıda maddesi bulunuyormuş.
    Sıradan bir insan yılda 900 bin kalori yakıyormuş.
    Düşünebiliyor musunuz yılda 1 ton yakıt demek bu.
    Bu kalori için de tabi ki besine ihtiyacı var.
  • HER ORGANIN SEVDİĞİ FARKLI BİR BESİN VAR: MESELA BEYİN
  • Sonra benim için ilginç bir şey söylüyor:
    “Her organın sevdiği bir besin vardır. Mesela beyin şekeri sever. Lenfler kolesterolü çok sever. Pankreas yağı sever.”
    Bir parantez açıp tümörlere geçiyor:
    Tümör de bir organdır. Öteki organlardan farkı şudur: Organlarımız vücuttan gelen sinyalleri dinler, ama tümörler dinlemez.”
  • TÜMÖRLER HANGİ BESİNLERİ SEVERLER
  • Tümörlerin bir başka özelliği daha var.
    Geldikleri organların özelliklerini hatırlıyorlar.
    Dolayısıyla o organların sevdiği besinleri de…
    İşte tam bu noktada yazının başında değindiğim hepimizi şaşırtan açıklamasına geliyorum.
  • TÜMÖRLERİNEN SEVDİĞİ GIDA ANTİOKSİDANLARDIR
  • Tümörler antioksidanları severler.
    Yani…
    Yani şu:
    Biz vücuda yararlı diye durmadan aldığımız antioksidanlar tümörü besliyor, çoğalmasını arttırıyor.
    Siz kansere iyi gelir diye yaban mersini yerken, aslında kanserli hücreleri, dolayısıyla tümörü besliyorsunuz, azmanlaştırıyorsunuz.
    Birsoy araştırmalarının sonucunu çok net bir cümleyle tamamlıyor:
    Kanser aşamasına geçildiğinde antioksidan bize yarar değil, tam aksine zarar veriyor.
    Bu sözleri işittiğimiz an salonda herkes birbirine bakıyor.
    85 yıllık bir yaban mersini efsanesi gözümüzün önünde tarumar oluyor.

Özkök kanser hastaları için yazdı: 85 yıllık yaban mersini efsanesini yıkan cümle - Resim : 3

TÖRENDEKİ YAŞLI DAVETLİLERİN EN MERAK ETTİĞİ SORU

Vehbi Koç ödül törenlerine katılan davetliler sanki her geçen yıl biraz daha yaşlı bir profil ortaya çıkarıyor.
Böyle bir sunum dinleyince o yaşlı insanlar doğal olarak şunu merak ediyor:
“Acaba hayatımızın geriye kalan süresinde bu araştırmaların bize bir yararı olacak mı?”
Doç. Birsoy, “15-20 yıl içinde bu araştırmaların tedavi hedeflerinde sonuçlarını göreceğiz” diyor.
Daha şimdiden antioksidanların kanserli hücre üzerindeki azdırıcı etkisini bilmek önemli değil mi.
Karşımızda yeni nesil farklı bir bilim insanı var.
Bilimsel açıdan nasıl bir noktada olduğunu anlamak istiyorsanız Google Scholar’a girin ve tek başına veya başkalarıyla birlikte yaptığı araştırmaların bildirilerine bakın.
Kaç yayını var sayamadım.

TİPİK KARŞIYAKALI BİR İNSAN NASIL BİRİDİR

Benim hemşerim ya, biraz da onun İzmirli tarafını anlatayım.
Ben İzmirli diyorum ama kendisi “Tipik bir Karşıyakalıyım” demeyi tercih ediyor.
Bir İzmirli için “Tipik Karşıyakalı kimdir” diye düşünüyorum.
Türkiye’nin en Atatürkçü bölgesi.
Girit göçmenlerinin tercih ettiği semt.
Ama biz Namık Kemal Lisesi öğrencileri için “Futbolda en sıkı rakip.”
“Lise futbolunda en fanatik taraftar.”
Hala öyle mi bilmiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum.
Karşıyaka Türkiye basket liginin en iyi takımlarından biri.

EN ZEKİ İNSANLAR İZMİR FEN LİSESİ’NDEN Mİ ÇIKAR

Ancak liseyi İzmir Fen Lisesi’nde okumuş.
“Hayatımda tanıdığım en zeki insanlarla o okulda tanıştım” diyor.
Annesi ve babası tıp okumasını istiyormuş. “Tıp olmazsa mühendislik” diyorlarmış.
“Bense giriş sınavında tercih yapılırken bir tek yer yazdım. Bilkent genetik bölümü.”

BİR TEK GENETİK BÖLÜMÜNÜ YAZINCA ANNESİ AĞLAMIŞ

Akşam eve gelince bunu annesine söylemiş.
“Annem üzüntüsünden ağladı” diyor ve sözünü şöyle tamamlıyor:
“Bu ödül için Vehbi Koç Vakfı ve seçici kuruluna işte bu nedenle de teşekkür ediyorum. Umut ediyorum, bugün bu ödül annemle babamın üzüntüsü de gidermiştir.”
Tek tercihle başlayan bu tutku, bugün onu dünyanın en tanınmış gen araştırmacılarından biri haline getirmiş.

BİR BİLİM İNSANI NEDEN HARVARD’I REDDEDİP KÜÇÜK BİR ÜNİVERSİTEYE GİDER

Lisans üstü çalışma için New York’ta Roosevelt Üniversitesini tercih etmiş.
Oysa Harvard ve Yale de kendisine teklif varmış.
Prof. Gökhan Hotamışlıgil onu Harvard’daki araştırma laboratuvarına almak istemiş.
Ama o Roosevelt Üniversitesini seçmiş.
Tabi insanın aklına hemen şu soru geliyor.
Bir bilim insanı Harvard’ı nasıl reddeder? Nasıl küçük bir üniversiteyi tercih eder?
Çok ilginç bir cevap veriyor:
“Bir mantık seçimi değildi. Duygularımla seçtim.”
Hayatım boyunca ben de buna çok inandım.
En önemli kararlarımı mantıkla değil içimden gelen sesi dinleyerek aldım
O nedenle Birsoy’un bu sözlerini duymak hoşuma gidiyor.

HER GÜN NOBEL ALMIŞ İNSANLARLA ÖĞLE YEMEĞİNİ BİRLİKTE YİYORUM

Peki duygularının kendini yönelttiği Roosevelt Üniversitesi nasıl bir yer?
İlginç bir üniversite…
Lisans eğitimi vermiyor. Sadece lisans üstü ve sadece araştırma amaçlı bir kurum.
Küçük bir üniversite ama 26 Nobel ödülü var.
“Düşünebiliyor musunuz, Nobel almış insanlarla birlikte çalışıyorum. Öğlenleri birlikte yemek yiyoruz, kahve içiyoruz sohbet ediyoruz” diyor.
Birsoy şimdi o üniversitenin “Metabolik Düzenleme ve Genetik Bölümü” başkanı.

NOBEL ALAN 26 BİLİM İNSANININ ORTAK MERAKI: MEYVE SİNEKLERİ NİYE ÖLÜYOR

Birlikte yedikleri yemekler ve sohbetler sırasında Nobel alan bilim insanlarının ortak özelliklerini de görmüş.
“Hepsinin ortak özelliği merak.” diyor.
Hepsi çok basit sorularla başlıyorlarmış o Nobel alan çalışmalarına.
Mesela…
İnsanlar niye ölüyor?
Meyve sinekleri de ölüyor.
Öyleyse meyve sineklerini araştıralım.
İşte böyle basit sorular.

 

Yazının tamamı alttaki linkte

https://www.odatv.com/guncel/ozkok-kanser-hastalari-icin-yazdi-85-yillik-yaban-mersini-efsanesini-yikan-cumle-120088077

27 Şubat 2025 Perşembe 07:04

 
 
KÜNYE | KURUMSAL | İLETİŞİM | ANG MEDYA ile KARİYER | REKLAM